23 Haziran 2004 Çarşamba

Gazeteci Demire Sürgün, Örgütlenmeye Karşı


Gazeteciler, TRT muhabiri ve Haber-Sen işyeri temsilcisi Demirin Erzurumda görevlendirilmesini sürgün olarak nitelendirdiler. Çalışlar, TGC olarak tepkimizi göstereceğiz; Toluay ve Güven, Gazete ve gazeteciler tepkisiz kalmamalı diyor.

Erzurum - BİA Haber Merkezi
22 Haziran 2004, Salı
NATO Zirvesi öncesinde ani bir kararla Erzurum'a geçici görevle gönderilen TRT İstanbul muhabirlerinden ve Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) işyeri temsilcisi Mehmet Demir, dün (Pazartesi) Erzurum'a vardı.

17 Haziran akşamı alınan bir kararla bir ay süreyle Erzurum'a görevlendirilen gazeteci Demir, TRT Bölge Müdürlüğü'nün anlaşmalı olduğu bir otelde kalıyor. TRT Bölge Müdürlüğü'nde montaj imkanı olmadığı için bir süredir haber yapılmıyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu ve Temsilciler Komitesi üyesi Oral Çalışlar, gazeteciler Senem Toluay ve Oğuz Güven, Demir'in Erzurum'a gönderilmesini"sürgün" olarak nitelendirdiler.

Çalışlar : "Sürgün örgütlenmeye karşı"

TGC üyesi ve TGC Temsilciler Komitesi üyesi Oral Çalışlar, konuyu TGC Yönetim Kurulu gündemine getireceğini belirterek gerekli tepkinin gösterileceğini açıkladı.

"Bu olay tabi ki bir sürgün" diyen Çalışlar, uygulamanın gerekçesine ilişkin, "Mehmet Demir orada Haber-Sen'in işyeri temsilcisiydi. Bu nedenle, olayı, orada örgütlenmeye karşı bir engellenme operasyonu olarak da düşünmek gerekiyor" diye konuştu.

Güven : "Polis isteğiyle sürgün"

Haberi ilk aldığında inanmadığını açıklayan gazeteci Oğuz Güven, "Yıllardır TRT'de çalışmış, Başbakanı, Cumhurbaşkanı'nı izlemiş ve haber yapmış bir arkadaşımızın polisin isteğiyle Erzurum'a sürülmesi dehşet verici bir olay" dedi.

Gazeteci Demir'in Erzurum'a gönderilmesini "meslek adına yüzkarası bir olay" sözleriyle değerlendiren Güven, uygulamanın "gazeteciliğin ayaklar altına alınması anlamına geldiğini ve meslek onurunu hiçe saydığını" belirtti.

TRT İstanbul Radyosu'nda masa ve dolapların aranmasına izin verilmesine de tepki gösteren gazeteci Güven, gazete ve gazetecilerin duruma sessiz kalmamaları gerektiğini ifade etti.

Güven, "Gerçi TGC, Haber-Sen gibi örgütler açıklama yaptıklar ama gazetecilerin de tepkilerini göstermeleri gerekiyor. Gazetelerde bir şey göremiyoruz. Böylesi uygulamaları nitelendirmede kelime bulmakta zorluk çekiyorum" dedi.

Toluay : "Hiçbir gerekçesi olamaz"

"Demir yıllardır sadece gazetecilik yapan bir arkadaşım" diyen CNN Türk televizyonu sunucusu Senem Toluay, "Gazetede okuyunca çok şaşırdım. Hiç bir gerekçe bu uygulamayı haklı gösteremez. Anlaşılır bir tarafı da yok zaten" diye konuştu.

Toluay, şöyle devam etti : "Diğer basın kuruluşlarının da NATO Vadisi'nde bulunduklarını bir an düşünelim. Kaç gazeteci aynı uygulamaya tabi tutulacaktı? Nereden baksan elinde kalıyor. Meslek örgütleri ve gazetecilerin duruma sessiz kalmaması gerekiyor".(EÖ)

22 Haziran 2004 Salı

TGC : Dolapları Arama Kararı Saygısızlık

Daha önce gözaltına alınan 8 kişiden biri olan TRTde işyeri temsilcisi Mehmet Demir fakslı emirle geçici görevle Erzuruma gönderildi. NATO Zirvesi gerekçesiyle dolaplarının aranacağı açıklanan TRT çalışanları, siyah kurdele eylemi yaptı.



İstanbul - BİA Haber Merkezi
21 Haziran 2004, Pazartesi
Daha önce TRT İstanbul Radyosu'nun sekiz çalışanını gözaltına alan polis, NATO Zirvesi'ni gerekçe göstererek şimdi de TRT çalışanlarının dolaplarını arayacak.

TRT'de çalışan ve sendika işyeri temsilcisi de olan Mehmet Demir ise 17 Haziran'da Ankara'dan gelen fakslı emirle Erzurum'a geçici görevle gönderildi.

Mayıs sonunda gözaltına alınan sekiz TRT çalışanı arasında yer alan Demir'e, bir değerlendirme toplantısının ardından, "Erzurum'da 30 günlüğüne görevlendirildiği ve ertesi gün (Cuma) otobüs yolculuğuyla görev yerinde olması gerektiği" bildirildi.

Altı yıldır TRT'de çalışan ve akreditasyon gerektiren pek çok toplantıyı haberci olarak izleyen Demir'in bu görev değişikliği "sürgün" olarak değerlendirildi.

Dolapların aranmasını protesto eden TRT çalışanları ise, yaptıkları toplantılar sonucunda tepkilerini dolaplarına siyah kurdele asarak gösterdiler. Ancak polis şimdilik bir arama yapmadı.

Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) adına Genel Başkan Kemal Keleş, bir basın açıklamasıyla polisin TRT'de başlattığı uygulamayı sert şekilde eleştirdi.

Uygulamalara tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç,"TRT çalışanlarına reva görülen masa ve dolapları arama kararını her kim vermişse saygısızlığı da simgeliyor" açıklaması yaptı.

"Bunu BBC veya RAI'ye yapabilirler miydi?"

Tepkisini "Hangi ülkede Bay Bush ve NATO'cu arkadaşları oraya gidiyor diye ülkenin kamu yayıncılığı yapan kurumunun yayınları böylesine aksatılabilir?" şeklinde gösteren Haber-Sen, "Bunu BBC'ye, RAI'ye ya da ZDF'ye yapabilirler miydi?" diye de sordu.

Personele ait dolapların aranması yanı sıra, TRT çalışanları 22 Haziran'dan itibaren binaya yan kapıdan girip çıkmaya başlayacakları ve 26-27-28-29 Haziran tarihlerinde de TRT radyosunda yayının çok az sayıda kişiyle ve zor koşullarda sürdürüleceğini dikkat çeken Keleş, uygulamaları şöyle eleştirdi :

* Personelin dolaplarında ne küçük Iraklı çocuk ölüleri ne de başlarına torba geçirilmiş çıplak esirler çıkacak. Ne nükleer başlıklar, ne bombalar, ne F-16'lar, ne de çil çil dolarlar.

* Tüm bu kararlar yayından sorumlu yetkililere ve çalışanlara danışılmadan alınıyor, onların tüm itirazlarına kulak tıkanıyor.

* TRT çalışanları merak ediyor ve soruyor: Kimi kime karşı koruyorsunuz?

* Ülkemize, şehrimize soğukkanlı bir seri katil geliyor ve Türkiye'de yetkililer sürekli onu bizden koruma ihtiyacı içine giriyorlar!

Erinç : "Dolap arama saygısızlık"

TGC Başkanı Erinç ise, NATO doruğu nedeniyle alınan önlemlerin kapsamını ve yöntemini eleştirerek "kantarın topuzu kaçırılırken kendine güvenmeyen devlet imajı yaratmak sonucunu doğuracak uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz" dedi.

Uygulamayı anlamanın güç olduğunu açıklayan Erinç, şunları söyledi:

* Bir dizi güvenlik soruşturması sonunda TRT'deki meslektaşlarımıza reva görülen masa ve dolapları arama kararını her kim vermişse saygısızlığı da simgeliyor.

* Kendisini temsil eden görevlilere bile güvenmeyen bir devlet anlayışıyla, tüm yurttaşlara güven duymayı gerektiren demokratikleşme sürecinin başarıya ulaşacağını bekleyenleri karamsarlığa düşürmek tutarlı bir yaklaşım sayılamaz. (EÖ/YS)